Ayten
Dedelerimizden kalan yüz yıllık evde ben on beş yaşima kadar yaşadım.
Zamanında tek ailenin yaşadığı ev, sonraları altı ailenin yaşadığı evlere bölünmüştü.
Odaların dışında çok büyük bir mutfak, hamam, ahır, kilerler, bahçe ve merekler vardı. Mereklere ahırdaki hayvanlar için kışlık yiyecek istif edilirmiş. Ben ahırı gördüm ama artık hayvan beslenmiyordu. Merekler de boş duruyordu.
Sonradan halamın oğluna ait bölümdeki ahır ve mereklerin yerine ev yapıldı.
Aytenler halamın oğlunun mereğin yerine yaptırdığı eve taşinmaları üzerine boşalan eve kiracı olmuşlardı. Ailenin reisi ve ilk karısı karadenizliydiler. Bir çok karadenizli gibi adam fırıncıydı. Beş çocugu ve ayrıca bir karısı daha vardı. Çocuklar ilk kadındandı. Küçük kadının çocugu yoktu.
Karadenizli fırıncı ilk kocasından ayrılmış olan ve Ankara’da yaşayan Ayten’i oralardan alıp getirmişti. Ayten güzel ve genç bir kadındı. Hangi şartlar onu buralara getirmişti kimse bilmiyordu.
Yazın bahçeye yayılan hasır ve onun üzerine konan minderlere konu komşu çöreklerin dedikodu yaparlardı. Biz çocuklar bahçede arkadaşlarımızla oynarken dedikoduları da dinlemekten geri kalmazdık.
Ayten şivesi düzgün Ankara’da büyümüş, diğer kadınlardan farklı biriydi. Kocasının zoru ile başina beyaz bir örtü örterdi.
Kuması kadınların muhabbetine hiç karışmaz daha doğrusu çok az konuşurdu. Bahçede yaktığı ocakta, beş çocugun çamasirini yıkar, iplere asar veya içeride yemek yapardı.
Büyük kuma mutsuzdu. Üzerine kuma gelmesini hazmedemediği belliydi. Kız, oğlan birçok çocuk doğurmuş ama kocasına yaranamamıştı. Maddi durumları da çok iyi değildi. İki odalı evde büyük kuma çocuklari ile odanın birinde yatardı. Diğer küçük oda Ayten ve kocasına aitti. Zaten Ayten sabah çok kalkar, kahvaltı saati geçtiğinden kendi başina kahvaltı yapardı. Hiç ev işi yapmaz, ya bahçede çene çalar ya da odasında yatıp roman okurdu.
Çocuklar yaramazlık yaptıkları zaman onlara bağırır, bazen de terliğini onlara fırlatırdı. Anneleri bu davranışa hiç sesini çikarmazdi.
Ailenin hiçbir sosyal hayatı yoktu. Kendileri bir yere gitmedikleri gibi pek gelen gidenleri de olmazdı.
Ayten ev işi yapmadığı gibi, örgü, nakış gibi el işleri de yapmazdı. Büyük kuma ev işlerini yetiştirmek için çirpinirken onun kılı bile kıpırdamazdı.
Ayten’in yaşamındaki gizemi kimse çözemedi. Bu yaşama neden katlandığını kimse anlayamadı. Neden bu yaşantıyı seçmişti.
Aile bizim mahalleden başka bir mahalleye taşindı. Bir daha da Ayten dahil hiçbirinden haber alamadık.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home